1978 Malatya katliamı
şu an işlemde
1978 Malatya katliamı
şu an işlemde
İSTANBUL- Dersim katliamında 19 yakınını kaybedip, kendisi de süngü darbelerinden kurtulan 83 yaşındaki Ali Doğan’ın, Cumhurbaşkanlığı aleyhine açtığı Dersim davasına ilk yanıtlar gönderildi. Başbakanlık, 1826 belgeyi, davanın görüldüğü Tunceli Asliye Ceza Mahkemesi’ne yolladı. Bunlar arasından, 2 Ağustos 1939 tarihli bir belge, katliamın 1939’da da sürdüğünü gösteriyor. Belgede; temmuz ayı içinde 163 yurttaşın ölü, ikisinin yaralı, 85’inin diri yakalandığı, 120’sinin de teslim olduğu belirtiliyor. 1938 tarihli bir diğer belgede ise “Yılan dağından kaçmak isteyen 40 kadar silahlı, 30 kadar çoluk çocuktan ibaret haydudun bombalandığından” bahsediliyor. Cumhurbaşkanlığı ise savunma için süre istedi.
Radıkal29/12/2011 2:00
Mesut Han Benli
27 Mayıs 1980’de MHP’li Bakan Gün Sazak’ın öldürülmesi üzerine, ertesi gün Çorum’da ülkücüler, Alevi ve solcuların dükkân ve evlerine saldırdı. Alevilerin oturduğu Milönü Mahallesi ablukaya alındı. Olaylar 30 Haziran’a kadar sürdü ve tam yatıştığı düşünülürken, 4 Temmuz’da “Komünistler Alaattin Camisi’ne bomba attı” şayiası ile ikinci kıyım dalgası başladı. Polisin de taraflı davrandığı olaylarda 57 yurttaş öldü.
ANKARA- 12 Eylül askeri darbesiyle ilgili soruşturma kapsamında, ‘kanlı Çorum olayları’ sırasında kentte valilik yapan Rafet Üçelli’nin ifadesine başvuruldu. Üçelli olaylar çıkması üzerine Amasya’daki tugaydan yardım istediklerini ancak gelen askerlerin olaylara müdahale etmeden kışlalarına geri döndüğünü söyledi.
Savcı Kamel Çetin’e talimatla ifade veren Üçelli, olaylar sırasında askerlerin takındığı tutuma ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Amasya’da bulunan Tugay Komutanlığı’ndan yardım istediklerini belirten Üçelli, “Ancak kente gelen askerler müdahale etmeden geri döndü. Paşanın tutumunu anlayamadık. Arkadaşlarla birlikte çareler aradık. Durumu telefonla İçişleri Bakanlığı’na arz ettim. Yozgat’tan gönderilen 60 jandarmanın çok yetersiz olduğunu belirterek başka birlikler gönderilmesi istendi. Polisin çok yorgun düşmesi, sayısı ve rütbelilerin azlığı nedeniyle toplum zabıtası ile desteklenmeyi ve iki emniyet müdür yardımcısı görevlendirilmesini de arz etmiştik. Olayların ciddiyetini muhafaza ettiğini de vurgulamıştık. Taleplerin sonucunu göremeden Çorum’daki görevimizden alındık” dedi.
Aleviliğin, Bektaşiliğin İslam’daki yerini İslam ile ilişkisini iki kesim tartışma konusu yapmıştır. Bunlardan birisi; kendilerini adeta İslam’ın temsilcisi, vekili gören günümüzdeki bazı Diyanet İşleri Başkanlığı görevlileri, İlahiyat Fakültelerindeki bazı görevliler ve bu zihniyete yakın bazı kimselerdir. Bunlar Aleviliği-Bektaşiliği İslam’dan sapmış İslam dışı bir akım olarak görmektedirler.
Gerekçeleri ise; Alevilerin-Bektaşilerin İslamiyetle ilgili farklı yorumlarının olmasıdır. Örneğin; Beş vakit namaz konusunda, Ramazan orucu konusunda, Cami ve Cemevi konusunda vs. farklı düşünmeleri ve inançlarını öyle ifade etmeleridir. Aleviliğin İslam ile ilişkisini irdeleyen ikinci kesim ise; Alevilerin Sünni İslam’ın, İslam olmasının 5 şartı olarak ifade ettikleri; Beş vakit namaz kılmak, Ramazan orucu tutmak, ibadetin Cami’de yapılması vs. konularında farklı inanmalarını gerekçe göstererek; Aleviler bunları yapmadığına göre, Aleviliğin İslam dışı farklı bir din olduğunu, hatta Alisiz bir Aleviliği savunmaları gerektiğini savunuyorlar. Hacıbektaş postnişini Hamdullah Çelebi’nin 183 yıl önce idam ile yargılandığı bu mahkemede konu ile ilgili yaptığı savunmada bu iki kesime de cevaplar bulunuyor. Bu nedenle ibret ile okunması gereken bir savunma olduğu düşüncesindeyim.
Seite 2 von 2